Evinizdeki kablolu veya kablosuz (veya ikisi birden) ağın sorunsuz çalışmasını sağlamak zorlu bir bulmacayı çözmeye benzetilebilir. Her şeyin çalışıyor olması her şeyin “iyi” çalıştığı anlamına gelmez. Ağınızı “iyi çalışır” hale getirmek, yıllar alan bilgi birikimi ve deneyim gerektirebilir.
Ağ ustası olmak için ayırabileceğiniz yıllarınız yoksa ev ağlarına yönelik derlediğimiz bu ipuçlarına göz atmanızı öneriyoruz. İster acemi ister uzman olun, donanımlarınızı iyileştirmenize imkân verecek birkaç yol her zaman vardır. Umuyoruz ki sıraladığımız 10 ipucundan en az birkaç tanesini ağınızı iyileştirmenizi sağlayacak.
1. Modeminizi doğru yere yerleştirin
Gerçekten de buna parmak basmak zorundayız. Modeminizi internet servis sağlayıcınızın teknik servisinden gelen eleman kurduysa zaman kazanmak için en çok işine gelen yere (örneğin kablosuz telefonunuzun hemen yanına) kurmuş olabilir. Tahmin edebileceğiniz gibi, orası aslında ideal yer olmayabilir.
Kablosuz cihazlarınızla kablosuz modem arasındaki mesafe, aktarım hızı, kesintisiz bağlantı ve hatta güvenlik üzerinde önemli rol oynar. En iyi kapsama alanı ve en yüksek hız için mesafeyi en aza düşürmelisiniz. Çoğu kullanıcı için kablosuz modemi (veya yönlendiriciyi) evin merkezine yakın bir noktaya yerleştirmek en mantıklı çözüm. Denemeler yaparak sizin açınızdan en iyi sonucu veren konumu tespit edebilirsiniz.
Hatırlatalım ki birçok kablosuz telefon ve mikrodalga fırın, kablosuz modemlerin de kullandığı 2,4 GHz frekansında çalışır. Frekans çakışması halinde bağlantınız yavaşlayacağı için bu ürünleri yan yana koymak iyi bir fikir değil. Ancak 5 GHz bandında çalışan bir kablosuz ağınız varsa bu sorundan etkilenmezsiniz.
2. Modeminizin yazılımını güncelleyin
Modeme veya yönlendiriciye yeni bir yazılım (firmware) kurmak kulağa korkutucu gelebilir çünkü çoğu kişinin her gün yaptığı bir iş değil. Üstelik ani bir elektrik kesintisi durumunda yazılımın bozulma ve modeminizi teknik servise gönderme riski de var. Ayrıca yıllar önce yapıp unuttuğunuz ayarlar da silinebilir. Yine de korkacak pek bir şey olmadığını söyleyelim.
Modeminizi aldığından beri aylar veya yıllar geçmişse ve hiç güncelleme yapmadıysanız büyük ihtimalle yeni bir yazılım sürümü çıkmıştır. Bu sürüm, modeminiz piyasaya çıktıktan sonra tespit edilen hataları gideriyor veya yeni özellikler ekliyor olabilir. Sonuç olarak büyük ihtimalle modeminizin daha kararlı çalışmasını sağlayacak ve bir ihtimalle ağ bağlantınızın kalitesini artıracaktır.
Yazılım güncellemeleri normalde üretici firmanın web sitesine eklenir. O nedenle modeminizin üreticisinin sitesini gidin, sahip olduğunuz modelin sayfasını bulun ve son yazılım sürümünü indirin. Aynı sayfada büyük ihtimalle güncellemeyi nasıl yapacağınız da anlatılıyordur. Büyük ihtimalle modeminizin yönetim paneline girmeniz, yazılım güncelleme menüsünü bulmanız ve bilgisayara indirdiğiniz dosyayı seçmeniz gerekecek. Bazı markalarsa (örn. AirTies) yönetim paneline üzerinden anında güncelleme kontrolü yapabiliyor, sizin bir şey arayıp indirmenize gerek kalmıyor.
Modeminiz veya yönlendiriciniz birkaç yıldan eskiyse yazılımını DD-WRT gibi ücretsiz ve açık kaynaklı bir alternatifle değiştirmeyi düşünebilirsiniz, ancak ülkemizde satılan ürünlerin çoğunun DD-WRT uyumlu olmadığını belirtmek gerek. www.dd-wrt.com adresinden edinebileceğiniz bu yazılım, modeminizin standart olarak sahip olmadığı birçok yeni özellik ekleyebilir. Acemi kullanıcılara yönelik bir işlem değil (Yanlış bir şey yaparsanız modeminiz çalışmaz hale gelebilir.) ama eski ve kullanılmayan modemlerde denenebilir.
3. Wi-Fi kanalını değiştirerek çakışmayı azaltın
Kablosuz ağlar giderek daha popüler hale geliyor. Evinizde bir kablosuz ağ taraması yaptığınızda sizinki dışında, komşularınıza ait birkaç ağ daha görmeniz işten bile değil. Bu yüzden diğer kablosuz ağların sizinkiyle çakışma riski artıyor. Birden fazla kablosuz ağ aynı yayın bandını kullanırsa çakışma yaşanıyor ve sinyal kaliteniz azalıyor, bağlantı hızınız düşüyor. Bu sinyal kalabalığının sebebi, aynı bandı kullanan birbirine yakın iki kablosuz modemin hem kendilerine hem de diğer modeme gelen sinyalleri almaya çalışması.
Kanal değiştirerek bu sorun aşılabilir. Kullanabileceğiniz kanal sayısı, tercih ettiğiniz ağ protokolüne ve banda göre değişir. Önemli olan nokta şu: 2,4 GHz ağlarda (G ve N) 1, 6, 11 numaralı kanallar olmak üzere sadece üç çakışmasız bant var. Örneğin siz 4. ve komşunuz 5. bandı kullanıyor olsa bile bunlar arasında kısmi çakışma yaşanır.
Modeminizin yönetim panelinde muhtemelen “otomatik tarama/seçim” gibi bir seçenek vardır. Bu seçenek, yakınlardaki ağların kullandığı kanalları tespit etmeye çalışarak en az çakışmalı kanalı seçer. Komşularınızla konuşarak anlaşma olanağınız varsa 1, 6 ve 11 numaralı kanalları aranızda paylaşın ve hepiniz farklı bir kanalı kullanın. Gerçekten de çakışma sorunu yaşıyorsanız kablosuz ağınızın hızlandığını göreceksiniz.
5 GHz ağlarda (N ve AC) tanımlanmış tüm kanallar çakışmasızdır. Zaten günümüzde çok fazla 5 GHz kullanan kişi olmadığı için 802.11ac destekli bir modeminiz ve cihazlarınız varsa kısa yoldan rahata kavuşursunuz.
4. Yüksek kazanımlı veya yönlü antenlerle hızı ve kararlılığı artırın
Çoğu modem ve kablosuz ağ adaptörüyle gelen antenler çok yönlüdür (omnidirectional), yani her yönde hemen hemen aynı kapsama alanını sunarlar. Bu kullanışlı bir özellik ama aynı zamanda verimi düşüren bir faktör çünkü sinyal gücü azalmış oluyor. Kıyaslama yapmak gerekirse, tek yönlü veya yüksek kazanımlı (high-gain) antenler çok daha güçlü ve odaklanmış sinyal sunuyor, üstelik birçok kablosuz ağ cihazıyla birlikte kullanılabiliyorlar.
Çoğu kablosuz modemin, adaptörün ve diğer ağ ürünlerinin anteni kolayca sökülüp değiştiriliyor. Cihazdaki bağlantı vidasını söküp yerine yeni anteni takmak yeterli oluyor. Yeni antenlerin aynı üretici tarafından üretilmiş olması da şart değil. Sinyali tek bir yöne odaklayan yüksek kazanımlı bir yönlü anten takarak modeminizi başka yere taşımak zorunda kalmadan sinyal gücünü artırabilirsiniz.
Bir diğer seçeneğiniz de modeminizde bulunan antenin kazanımını (dBi cinsinden) öğrenmek ve daha yüksek kazanımlı bir çok yönlü (“Yönsüz” de deniyor.) anten satın almak. İç mekân antenleri genellikle ucuzdur (10-40 TL arasında) ve kablosuz ağınızın sinyal gücünü belirgin miktarda artırabilir.
5. Basit bağlantılar için cross kablo kullanın
Kablosuz ağlar sayesinde, yan yana duran iki bilgisayarla evin iki uç köşesinde yer alan iki bilgisayar arasında bağlantı kurmak farksız hale geldi. Ancak kablolu ağlarda aynı şey söz konusu değil. Masaüstü bilgisayarlarınız aynı odada olsa bile ikisinden de birer kablo çekip modeme bağlamanız gerekecek. Bu modem başka bir odadaysa yan yana iki bilgisayarı bağlamak için epey kablo döşemek zorunda kalabilirsiniz ki bu yüzden bağlantı hızınız bile düşebilir.
Bu sorunu aşmak için cross kablo denilen çözümden faydalanabilirsiniz. (Crossover veya çapraz kablo da denir.) Cross ağ kablosu, bilgisayarların veya diğer ağ cihazlarının arada modem veya yönlendirici gibi bir cihaz olmadan, doğrudan birbirlerine bağlanmasına olanak verir. Bu bağlantıyı standart ağ kablosuyla kuramazsınız. Birbirine yakın bilgisayarları kısa bir cross kabloyla birbirine bağlayarak ağ üzerinden hızlı veri aktarımı yapabilirsiniz. Bilgisayarlardan birinde internet erişimi varsa bağlantıyı diğeriyle paylaşabilir.
Aynı zamanda modem veya yönlendiricinizin Ethernet portları dolduysa da cross kabloyla ekstra port açabilirsiniz açmanız mümkün olabilir. Diyelim ki modeminizde 4 port var ama size 5.si gerekti. Modem veya yönlendiricinizde “uplink” adlı bir port varsa cross kablo kullanarak bilgisayarınızı o porta bağlayabilirsiniz. İkinci bir erişim noktası veya switch almaktan ucuz bir çözüm olduğu ortada!
6. Daha hızlı kablolu ağ için gigabit ethernet’e geçin
Modern modem, anakart ve ağ kartlarının çoğu Gigabit Ethernet standardını destekliyor. Bu standart, günümüzde daha yaygın olan önceki nesil kablolu ağ standardı Fast Ethernet’ten on kat daha hızlı. Fast Ethernet saniyede en fazla 100 megabit aktarabilirken, Gigabit Ethernet’le bir gigabit (1000 megabit) mümkün. Bunu tercih ederseniz son nesil 802.11ac kablosuz ağlardan bile daha hızlı ve kesintisiz sonuç elde edebilirsiniz. Zaten Gigabit Ethernet desteği olan donanımlarınız varsa bu yüksek hızlara çıkmanızı engelleyen tek şey kablolarınız olabilir. Modeminiz dışındaki tüm cihazlarınız Gigabit Ethernet desteğine sahipse ve ev içinde hızlı dosya aktarımı yapmak istiyorsanız yeni bir modeme yatırım yapmanız anlamlı olabilir.
Bu geçiş için mevcut kablolarınızın yeterli kapasiteye sahip olduğundan emin olmalısınız. Genelde iki temel Ethernet kablosu türü kullanılıyor: CAT 5 ve CAT 5e. İlki standart Ethernet (10 Mbps), ikincisi Fast Ethernet (100 Mbps) için tasarlanmış ama sadece ikincisi Gigabit Ethernet hızına çıkabiliyor.
CAT 5e kablolar sadece hız düşkünlerine özel de değil. Bu kablolar, daha güvenilir ve kesintisiz bağlantı sunmayı sağlayan bazı avantajlara sahip. Standart CAT 5 kablolara kıyasla cihazlar arası etkileşime karşı direnç artırılmış ve böylece “cross talk” (parazitlenme) olasılığı azaltılmış, ayrıca daha iyi PVC kaplama standardı sayesinde fiziksel dayanıklılık artırılmış. CAT 5e kablolar Ethernet ve Fast Ethernet standartlarıyla geri dönük uyumlu. Bu nedenle ağ bağlantınızın hızı ne olursa olsun mevcut CAT 5 kablolarınızı yenilemeniz gerektiğinde CAT 5e kabloları tercih edin. Elektronik mağazalarından metresi 1-2 TL gibi fiyatlara temin edilebileceği gibi toplu alındığında daha da ucuza geliyor.
7. Kablosuz tekrarlayıcıyla kapsama alanınızı genişletin
Daha önce ne olduğunu duymadıysanız bile “kablosuz tekrarlayıcı” adı bu ürünün nasıl çalıştığını kafanızda canlandırmaya yardımcı oluyordur. (Bu ürünler “menzil genişletici” gibi adlarla da satılıyor.)
Modeminizin kapsama alanı size yetersiz geliyorsa bir kablosuz tekrarlayıcı sayesinde ağınızın kapsama alanını ve hızını artırmanız mümkün olabilir. Tekrarlayıcının karmaşık bir görevi yok: Kendisine gelen kablosuz sinyali tekrar yayımlıyor. Böylece, bir miktar gecikme süresi ekleme pahasına sinyal gücünü yükseltmiş oluyor. Bu cihazlar genellikle küçük ve kurulumları basit oluyor. (Modeminizdeki ve tekrarlayıcı üzerinde WPS düğmelerine birer kez basmak yeterli oluyor.) Tekrarlayıcıyı kablosuz modeminizden ne çok uzağa ne de çok yakına koymalısınız. Kendisine gelen sinyal de güçsüz olursa tekrarlama işlevi iyi çalışmaz. Modeminize çok yakın olduğunda ise kapsama alanını artırmaz.
Bazı modemler yönetim panelinde yapılacak birkaç ayarla tekrarlayıcı modunda çalışabiliyor. Elinizde eski ve kullanılmayan bir modem varsa yeni bir tekrarlayıcıya para vermeden önce böyle bir özelliği olup olmadığını kontrol edin. Çok faydalı bir çözüm olabilir!
8. Kablolu bağlantıları iyileştirmek için kabloları kısaltın
Evinizde veya işyerinizdeki ağ kablolarının yakınlarında büyük ihtimalle bazı elektrikli aletler vardır. Bu aletler sinyalde parazitlenmeye neden olarak hızı ve bağlantı kararlılığını düşürme potansiyeli taşır. Güçlü bir elektromanyetik alan oluşturan her şey potansiyel bir sorundur. Özellikle stereo hoparlör, floresan lamba ve mikrodalga fırın gibi aletleri ağ kablolarınızdan olabildiğince uzak tutmanızı öneririz.
Ağ trafiğini yönetmek üzere geliştirilmiş olan donanımlar bile yavaşlamaya ve sinyal kaybına yol açabilir. Ev ağları açısından genelde böyle bir sorun yoktur ama çok switch sayıda ve yönlendirici içeren kurumsal ağlarda parazitlenmeyi önlemek için kabloları mümkün olduğunca birbirinden uzağa yerleştirmek, bağlantıları mümkün olduğunca az switch’ten geçecek şekilde kurgulamak mantıklı olacaktır. Sinyal ne kadar fazla switch üzerinden geçerse hedefe ulaşması o kadar uzun sürer.
9. Trafiği yönetmek için QOS ayarlarını kullanın
Açılımı “Quality of Service” (servis kalitesi) olan QoS terimi ilk bakışta pek bir anlam ifade etmeyebilir. QoS, modeminizin veya yönlendiricinizin, üzerlerinden geçen trafiğe farklı öncelikler atamanızı sağlar. Pratikte bunun anlamı şu: Çevrimiçi oyunlar sizin için daha önemliyse gecikme sürelerini düşürmek için oyun verilerine öncelik verip, örneğin web gezintisinin önemini düşürebilirsiniz ya da daha kaliteli Skype görüşmeleri pahasına BitTorrent’tan dosya indirmeyi yavaşlatabilirsiniz.
Bazı modemlerde hazır QoS ayarları vardır ve sizin sadece oyun, iletişim, indirme, video gibi kategorileri öncelik sırasına göre dizmeniz gerekir. Bazı modemlerde ise uygun ayarları kendi kendinize bulup uygulamanız gerekir. Endişelenmeyin, çok zor bir iş değil. Genellikle, öncelik vermek istediğiniz uygulamanın kullandığı portu veya portları öğrenmeniz, sonra da bunu modeminizin QoS sayfasına girmeniz ve önceliğini belirtmeniz gerekecektir.
Kullandığınız uygulamaların portlarını o uygulamaların teknik destek sayfalarından veya forumlardan öğrenebilirsiniz. Bazı modemler cihazlara da öncelik atamanıza izin verir. Örneğin masaüstü bilgisayarınızı akıllı telefon ve tabletlerden daha öncelikli olarak şekilde ayarlayabilirsiniz. Bazı modemler, ağa daha önce bağlanmış cihazların listesinden seçim yapmanıza izin verir. Bazı durumlarda ise cihazların MAC adreslerini elle girmeniz gerekir. QoS mükemmel bir çözüm değildir ve her modemde yoktur ama birçok cihazın internette bir sürü farklı şeyle ilgilendiği ağlarda performansı artırabilir.
10. Kararlılığı artırmak için kablosuz kanal bant genişliğini düzenleyin
Kablosuz bağlantıda parazitlenme sorunu yaşamıyor olsanız bile kanal ayarlarınızı iyileştirerek performansı artırmanız mümkün olabilir. Çoğu modem varsayılan olarak 20 MHz bant genişliği kullanır, böylece çevredeki diğer kanallar ve cihazlarla çakışma ihtimali azaltılır. Ancak kablosuz N ve AC standartları bunun iki katı (40 Hz) bant genişliğini de destekler. Modeminizde böyle bir ayar varsa bant genişliğini 40 Hz olarak ayarlayıp ağ performansında bir değişiklik olup olmadığına bakabilirsiniz.
Teoride daha geniş bit bant kullanıldığında kararlılık ve hızın artması gerekir ama diğer kablosuz ağlarla çakışma riski de artacaktır. Çakışma yaşanırsa, tahmin edeceğiniz üzere, kablosuz ağınızın hızı büyük ihtimalle düşer. Bu yöntem özellikle etrafınızda sizinki dışında fazla kablosuz ağ yoksa işe yarıyor. Deneyip sonucu görün. Performans artışı hissedemezseniz veya düşüş hissederseniz 20 Hz’e geri dönün.